Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer: “Cumhuriyet Bir Medeniyet, Kültür, Gelişme Bir Demokrasi ve Refah Projesidir”
(MERSİN)- Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Cumhuriyet’in kuruluşunun 101’inci yıl dönümü dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı‘nda düzenlenen Atatürk Anıtı’na çelenk sunma programına katıldı. Başkan Seçer, “Cumhuriyet bir medeniyet, kültür, gelişme, sağlam bir demokrasi ve refah projesidir” dedi.
Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törende; Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ve Tuğamiral Tayfun Karataş tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunuldu. Tören, saygı duruşunda bulunulması ve Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanlığı Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı’nın okunmasıyla sona erdi.
“Müfredatın eğitim sisteminde dayatılmasını Cumhuriyeti zayıflatma hamleleri olarak görüyorum”
Töreninin ardından günün anlam ve önemine dair değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, Cumhuriyet ile yönetilmekten gurur duyduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Cumhuriyet; Ulusal Kurtuluş mücadelesinden sonra Atatürk’ün iki büyük eserinden bir tanesidir. Cumhuriyet projesi, o Ulusal Kurtuluş mücadelesi veren iradenin ve kadroların uygulamaya koyduğu bir projedir. Dünyada birçok ülkenin cumhuriyetle yönetildiğini biliyoruz. Ama bizim; Cumhuriyet’in çağdaş, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunun da altını çizmemiz lazım. En önemli özelliği de laik bir Cumhuriyet olması. Cumhuriyet bir medeniyet, kültür ve gelişme projesidir. Hukuk devleti, kurumlarıyla ve kurallarıyla oturmuş sağlam bir demokrasi, bir refah, kalkınma, gelişme ve dünyada güçlü ülkelerle rekabet etme projesidir.
Cumhuriyet’in içini boşaltma çabaları da Cumhuriyet’in zenginliğinden kaynaklanıyor. Açıkçası bugüne kadar istenilen sonucu vermedi, bundan sonra da veremeyecektir. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye; son çeyrek asırdır belli bir siyasi irade tarafından yönetiliyor. Zaman zaman iktidarın Cumhuriyet ile sorunlu uygulamaları olduğunu da görüyoruz. Söylemlerinde, eylemlerinde ve çıkartılan yasalarda bunu görüyoruz. Örneğin son yılların ve son günlerin de önemli bir tartışma konusu olan eğitim sistemindeki çarpık müfredat. Cumhuriyete ve cumhuriyetin temel ilkelerine, niteliklerine aykırı olan, uyuşmayan bazı müfredatın eğitim sisteminde dayatılmasını Cumhuriyet’i zayıflatma hamleleri olarak görüyorum.
“Yargı ‘yargı’ olmaktan çıktı”
Yargı sisteminden Türkiye’nin savunma sistemine ve ordusuna kadar birçok alanda son çeyrek asırda çok büyük olaylar yaşandı. Gerçekten çok büyük toplumsal olaylara sebebiyet veren bazı gelişmeler oldu. Ordunun bugün içerisinde olduğu durum; cumhuriyetin ilk kuruluş yıllarında o felsefe ile kurulan ordudan çok farklı boyutlara geldi. Halk okulları kapatıldı. Yargı ‘yargı’ olmaktan çıktı. Türkiye’de tarafsız ve bağımsız yargı konusunda endişelerin olduğunu biliyoruz.
Bugün kadınlar, bu kazanımların ötesinde bir noktaya geldi. Kadınların daha iyi ve daha güzel noktalara gelmesi gerekirken bugün Türkiye’de kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet konuşuluyor. Kadınların her alanda cinsiyet ayrımcılığına uğradığını ve Türkiye’de bir cinsiyet eşitliğinden söz edilemeyeceğini görüyoruz. Siyasette, çalışma hayatında ya da aklınıza gelebilecek her alanda neredeyse kadının adı yok. İstanbul Sözleşmesi‘nin daha önce imzalanması ve parlamentoda onanmasına rağmen cumhurbaşkanlığı yönetim sistemiyle, Cumhurbaşkanı’nın iki dudağının arasından çıkan bir kararla iptal edilmesi gibi bütün bunların kadının bundan tam bir asır önce elde ettiği kazanımlarının kaybına yönelik belli hamleler olduğunu düşünüyoruz.
Tabii bir ülkede demokrasinin güçlenmesi ve tahkim edilmesi kolay konular değildir. Zaman, emek ve çaba istiyor. Bütün bunlara baktığınız zaman bizim de mücadelemiz devam ediyor. Biz cumhuriyet çocuğuyuz, Mustafa Kemal Atatürk‘ün izinden giden yöneticileriz. Onun ilkeleri doğrultusunda da şehirlerimizi ve ülkeyi yönetmek için çaba gösteriyoruz ve bunu da sağladığımızı düşünüyoruz.
“Mersin demokratik, çağdaş, eşitlikçi ve adaletli yönetim anlayışından memnun”
Mersin’de bugün geldiğimiz noktada demokrasi tam anlamıyla zenginliğini göstermeye başladı. Bu da bizim yönetim anlayışımızla oldu. Kenti yönetirken toplumun bütün kesimlerini kent yönetimine dahil ettik. Kadınlara ve çocuklara öncelik verdik; onların sorun alanlarına indik. Bunlar cumhuriyetin kazanımlarıdır. Tüm bunların Atatürk’ün koyduğu ilkeler çerçevesinde hareket eden, bizim gibi çağdaş düşünen yöneticilerin eseri olduğunu düşünüyorum.
Bir taraftan Türkiye’de iktidarın bizim, cumhuriyet ve cumhuriyetin kazanımları için uygun olmayan uygulamaları ya da kararları devam ederken; yerel yönetimlerde de güzel gelişmeler oluyor. Son seçimlerde Mersin gösterdi ki; Mersin ve Mersinli halinden memnun. Mersin demokratik, çağdaş, eşitlikçi ve adaletli yönetim anlayışından memnun. Mersin’de gördüğünüz bütün değerleri Türkiye’de de şamil kılacağız. Mücadelemiz o yönde. Yakın gelecekte onu da görecek milletimiz. Türkiye çok daha güzel günler yaşayacak. Cumhuriyetin geliştiği, tahkim edildiği, refah, kültür ve sanat devleti, demokrasinin beşiği bir Türkiye olma yolunda hep beraber mücadelemizi sürdüreceğiz.”